Osmanlı da Derin Devlet

Osmanlı da Derin Devlet Nedir?

Tarihin en çok merak uyandıran olaylarından biride politika. Osmanlı’da politika nasıl işliyordu. Bu gün ülkemizde yaşanan ve varlığı bilinen derin devlet yapısı o vakitte var mıydı. Gibi aklınızı kurcalayan suallere Osmanlı’da Derin Devlet isimli kitap cevaplıyor.

Sultan Abdülmecid ile başlayıp Sultan Abdülhamit devrine kadar yaşanan politik olayları anlatmakta. Osmanlı Tarihinin en çok merak edilen Padişahları arasında yar alan Sultan Abdülhamit Hana yapılan haksızlıkları kanıtları ile kitapta bulabileceksiniz.

Osmanlı da Derin Devlet

Ayrıca çok güzel hazırlanmış bu kitapta, Abdülhamit han ile ilgili bu güne kadar duymadıklarını okuyacaksınız. Kişiliği karakteri devlete hizmeti gibi bir çok bilgiyi bulabileceksiniz. Kitabı okuduktan sonra bu güne kadar zihninizde yer alan Abdülhamit Han tablosu değişecektir.

Osmanlı’da Derin Devlet ve II. Abdülhamid Alıntıları – Sözleri

… – Yaranız kısa sürede kapanacak Müşir Hazretleri, üzülmeyiniz. – Ama şuradaki yaram hiçbir zaman kapanmayacak, Hasip, ben yüreğimden yaralandım.
Redd-i miras, bu milletin nelerine mâl oldu?
“Sultan Abdülhamit, düşmanlarını öğrenmek için her türlü fedakârlığı yapmaya hazırdır…”
“Tarih bilmeyen diplomat, pusuladan anlamayan kaptana benzer; her ikisinin de karaya oturmak tehlikesi vardır.” (A. Cevdet Paşa)
“Ecdâdını unutanlar, kaynaksız ırmağa, köksüz ağaca benzerler.”
Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor.
“Tarih kâinâtın vicdanıdır.” Ömer Hayyam
Tarih kâinatın vicdanıdır.
Ermeni teröristlere karşı Türkleri, Avrupa ve Rusya’nın istekleri karşısında millî toprakları korudu diye bir Osmanlı padişahını suçlayabilir miyiz?
Sultan II. Abdülhamit’in “Tarih tekerrürdür” diyenlere verdiği bir cevapla bitirelim: “Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor”.
Güzel bir söz vardır: “Beşer zulmetse de kader adalet eder.”
Meşhur tarihçilerimizden İsmail Hâmi Danişmend, Abdülhamid bahsini şöyle bir cümle ile bitirir: “Herhalde tarih II.Abdülhamid’i daima hürmet ve rahmetle yâd edecektir.” Gerçek tarih öyle yapıyor. Uydurması ise gerçekler yanında susmak zorundadır.
“Silistre düşerse tutunamazlar,” diyordu. Ama Türkler, tarih boyunca her zaman tutunabilecekleri bir yer bulup kök salmakta usta idiler. Bunu hiç hesaba katmıyordu.
Necip Fazıl’ın “Abdülhamit’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır! ” demesi boşuna değildir.