Doğunun Limanları, bu kitapta bir direnişçinin hayat hikâyesi anlatılmaktadır. Doğunun Limanları, kitabında imkânsız bir şeyin olmadığını her şeyin çaba ve emek istediğini bize gösteriyor. Yazar metroda karşılaştığı yaşlı adamın kahraman bir direnişçi olduğunu bilir. Kahraman direnişçinin hayatına olan merakından onu takip edip ondan hayat hikâyesini anlatmasını ister. Yazarla orada samimi olan yaşlı adam sıcak bir sohbet eşliğinde hayat hikâyesini anlatmaya başlar.
Table of Contents
Doğunun Limanları Kitabının Özellikleri
Doğunun Limanları Kitabını Türü
Doğunun Limanları kitabının türü romandır.
Doğunun Limanları Kitabının Yazarı
Doğunun Limanları kitabının yazarı Amin MAALOF’tur.
Doğunun Limanları Kitabının Konusu
- Salem, babasından ilgi görmeyen, baba sevgisini hissetmeyen bundan dolayı abisini kıskanan bir karaktere sahiptir.
- Kitabdar ise çalışkan, babası tarafından sevilen, azimli ve umudunu yitirmeyen birisidir.
- Nadya, Kitabdar’ın kızıdır. Babasını görme isteğiyle ve ona olan özlemiyle babasına ulaşmaya çalışan genç bir kızdır.
Doğunun Limanları Romanının Özeti
Doğunun Limanları Romanı, yazar Paris’te bindiği bir metroda gözüne ilişen yaşlı bir adamı gözlemlemeye başlamış. Bu yaşlı adam yazara tanıdık gelir. Yaşlı adama İkinci Dünya Savaşında direnişçi olup kahramanlığıyla ün yapan bir fotoğrafta bulunmuştur. Yazara bu fotoğraftan tanıdık geliyordur.
Olay Adana’da başlayan bir ayaklanmadan dolayı çok yakın iki arkadaşın Lübnan ve Nabar’ın Beyrut’a gitmesiyle başlar. Lübnan, Nabar’ın kızına aşık olur. Nabar’ın kızı da Lübnan’a karşı boş değildir. Aralarında anlaşıp evlenmeye karar verirler. Evlenirler, bir kız ve iki oğulları olur. Karısı oğlu Salemi doğururken ölür. Lübnan karısının ölümünden oğlu Salem’i sorumlu tutar. Bu yüzden Salemi pek sevmez ve onunla anlaşamazlar.
Burada asıl kahraman Kitabdardır. Lübnan oğlu Kitabdarı çok sever ve oğlunun ihtilalci olmasını ister. Kitabdar ise doktor olmak istiyordur. Babasının bu isteğine rağmen Kitabdar ablasıyla beraber babasını ikna edip Paris’e tıp okumaya gider. Fakültede bir gün arkadaşlarıyla otururken çıkan bir tartışma sırasında Betrand adında bir direnişçi ile tanışır. Betrand ile tanıştıktan sonra Kitabdar kendini İkinci Dünya Savaşında bulur. Neye uğradığını şaşırır.
Savaş sırasında Kitabdar Clara ile tanışır. Kitabdar ve Clara arasında bir etkileşim oluşur ve evlenmeye karar verirler. Evlendikten bir zaman sonra Clara hamile kalır. Clara’nın hamilelik döneminde Hafya’da kalmaya karar verirler.
Bir zaman sonra Kitabdar babasının rahatsız olduğunu öğrenir. Bunu öğrenen Kitabdar karısı Clarayı Hafya’da bırakıp Beyrut’a gider. O sırada Beyrut’ta Arap-Yahudi savaşı meydana gelir. Bu savaş yüzünden Clara ve Kitabdar uzun süre ayrı kalırlar. Kitabdar çocuğunu bile göremez. Kitabdar karısının ve çocuğunun nasıl olduğuna dair merakından dolayı psikolojik sıkıntılar yaşar. Bu psikolojik sorunu fark eden Salem abisini bir tımarhaneye yatırır.
Kitabdar’ın deli olmamasına rağmen onu uyuşturacak deli gibi olmasını etkileyecek ilaçlar verilir. Bu durum 20 yıl böyle devam eder. Kitabdar’ın buradan çıkacağına dair hiçbir umudu kalmamıştır. Tam umudunu yitirmişken kızı Nadya onu bulur. Değişik yollarla babasının yanına gitmeye çalışır. Kitabdar’ın artık bir umudu vardır. Oradan kurtulma yolunu bulmaya çalışır. Bu sırada Nadya babasını bir daha görmeye gelmemiştir. Bu durum Kitabdar’ı üzüp etkilese de Kitabdar’ı hayata bağlamaya bir umut olmuştur. Ona verilen ilaçları almayıp her geçen gün biraz daha kendine gelmiştir. Aklı dengesi artık yerindedir. Orada çıkan bir çatıma sayesinde Kitabdar hastaneden kaçar.
Kitabdar artık özgürdür. Paris’e gider. Paris’te bindiği metroda yazarla karşılaşır ve ona hayatını anlatır. Karısı Clarayı görmek ister ona bir mektup yazar. Başından geçen olayları anlatır. Karısından cevap beklemeksizin Clarayı buluşmaya davet eder. Ve buluşma günü gelir. Bugün Kitabdar ve yazarın ayrılacağı gündür. Doğunun limanları
Pellentesque Mattis Ridiculus Mollis Purus
Tortor Parturient Ultricies Nullam
Curabitur blandit tempus porttitor. Vivamus sagittis lacus vel augue laoreet rutrum faucibus dolor auctor.